En hırçın dalgalara attık kulaçlarımızı. Yüzdük aylarca. Köpüklere karıştı gözyaşlarımız. Yoruldukça kumsala uzandık. Nefeslerimizi yakomozlardan aldık.. Kaplumbağalara inat yüreğimizde taşıdık kuracağımız yuvayı..
Bitti..
Doğacak güneşlerle değecek ellerin "ana" kokusuna..
Şimdi kavuşma zamanı.. Şimdi anne eli değmiş yemekleri yeme zamanı.. Şimdi saatlerce konuşma zamanı.. Yığınla mesajlaşma zamanı işte.. Şimdi buluşma zamanı... Şimdi her güzel şeyi yaşama zamanı.. Doya doya nefes alma zamanı.. Gülme zamanı..
Sevdiceğim.. Mevsimleri tüketirken seninle yürek yüreğe; şafakları sayarken bir gün bitecek inancıyla umutla avuçlarımdan damlatıyorum heyecanımı yer yüzüne..
Bitti..
Bitirdik seninle..
Başardık..
Yüreğim gururdan kabarık..
Seninle gurur duyuyorum..
Aylarca bütün zorluklara göğüs gerebildiğin, orayı yakıp yıkmadığın, kimseyle kapışmadığın için :) seninle gurur duyuyorum aşkım..
Taş olsa çatlardı yani.. =)))
Sana kavuşacağım günü bekliyorum heyecanla..
Şimdi sıra benim şafağımda..
Seni seviyorum..
Aşkın Şafağı
Bir şafak da sen say be dost
Ey Okur! Ömrümün sahibine düşerken kelamlarım sen koparıver takvimlerden yaprakları..
15 Mayıs 2012 Salı
5 Mayıs 2012 Cumartesi
Yüzün
Mayısların altısı baharın müjdecisiymiş ya hani ; inanmazdım.. Küçücük bir ekrandan yüzünü görene dek inanmazdım.. Bugün darağacında asılırken fidanlar yeşeriverdi gözlerime ektiğin tohumlar.. Seni gördüm ya işte bugün ısıttı güneş beni.. Bıraktığımda kocaman olan yüzünün küçülmüşlüğüne şaşırırken ben uçuverdi göğsümde kelebekler..
Seni gördüğüm an gitse de elektrikler karanlığa ve soğuğa gömse de beni o çok sevdiğin "şansım" yine de mutluyum.. Bugün mutluyum.. Aşık oldum yeniden.. Bir daha ve bir kez daha.. Aşık oldum.. Aşkın tadına baktım. Çilekliydi bugün...
Vee geri sayımı başlattık sevdiğim.. Ben hala yürüyorum hasretin üstüne. Sığamasam da dünyaya bu aralar dar gelse de bana gelip geçen şu aylar her zorluğa inat başaracağız seninle...
Gönlümün bayramları şenlikleri seninle başladı bugün..
Bir ağaç bulabilseydim şu balta girememiş dağ başındaki çorak topraklarda seni dilerdim mendilime yazarak adını..
Az kaldı.. Çok az kaldı..
Seni seviyorum..
Seni gördüğüm an gitse de elektrikler karanlığa ve soğuğa gömse de beni o çok sevdiğin "şansım" yine de mutluyum.. Bugün mutluyum.. Aşık oldum yeniden.. Bir daha ve bir kez daha.. Aşık oldum.. Aşkın tadına baktım. Çilekliydi bugün...
Vee geri sayımı başlattık sevdiğim.. Ben hala yürüyorum hasretin üstüne. Sığamasam da dünyaya bu aralar dar gelse de bana gelip geçen şu aylar her zorluğa inat başaracağız seninle...
Gönlümün bayramları şenlikleri seninle başladı bugün..
Bir ağaç bulabilseydim şu balta girememiş dağ başındaki çorak topraklarda seni dilerdim mendilime yazarak adını..
Az kaldı.. Çok az kaldı..
Seni seviyorum..
1 Mayıs 2012 Salı
Diz Yarası
Koşmuyordum aslında hızlı adımlarla yürüyordum kare bir sınıfın içerisinde. Küçük Meryem'in doğum gününü kutlayacaktım sadece. Görmedim o çivisi çıkmış tahta yığınlarından oluşan paramparça sırayı. Yırtıldı dizim. Kıyafetim. Kanamadı çok sevdiğim. Acıdı ama kanamadı hiçbir yerim.
Sona ermekte gün yine sensiz. Akşamlarım birkaç gündür çok sessiz. Duvarları akan pembe odamda yalnızım bu defa. Yalnız uyanıyorum sabahlara. Kendimi görmeyeli uzunca bir süre olmuş. Hissettim.
Bir bana baktım bir de ben bana baktı. Ne taraftan baktıysa benlerim hep seni gördü gözlerim. Zayıflamışsın biraz. Yüzün süzülmüş. İçimden nehirler aktı o anda. Coşkunca. Coşarcasına.
Gözlerim bardaktan boşalırcasına yağmurlar yağdırdı. Seller aktı Arap kızının baktığı canlardan. Canlardan baktı kızlar. Cana boyadılar buğusuna adını yazdığım camları..
Bolu'daydık bugün. Bir bisiklet alıp öyle tamamlayacağız turumuzu seninle.Denizlere balıklama dalacağımız günlerimiz kapıda ellerinde çiçeklerle hem de..
Aslında bugün özledim seni.
Çok özledim..
Sona ermekte gün yine sensiz. Akşamlarım birkaç gündür çok sessiz. Duvarları akan pembe odamda yalnızım bu defa. Yalnız uyanıyorum sabahlara. Kendimi görmeyeli uzunca bir süre olmuş. Hissettim.
Bir bana baktım bir de ben bana baktı. Ne taraftan baktıysa benlerim hep seni gördü gözlerim. Zayıflamışsın biraz. Yüzün süzülmüş. İçimden nehirler aktı o anda. Coşkunca. Coşarcasına.
Gözlerim bardaktan boşalırcasına yağmurlar yağdırdı. Seller aktı Arap kızının baktığı canlardan. Canlardan baktı kızlar. Cana boyadılar buğusuna adını yazdığım camları..
Bolu'daydık bugün. Bir bisiklet alıp öyle tamamlayacağız turumuzu seninle.Denizlere balıklama dalacağımız günlerimiz kapıda ellerinde çiçeklerle hem de..
Aslında bugün özledim seni.
Çok özledim..
21 Nisan 2012 Cumartesi
Telli Turna
Selam yolladım sana bugün sevdiğim, bağlamanın tellerine gizlediğim en ince "fa" 'nın omuzlarına ilikleyerek hem de.. Telli turnaları pembe boyalı plastik çekmecemden katlanmış bir şekilde çıkararak, uçurdum senin diyarına.. Senin dağlarına salıverdim en ıslak selamlarımı.
Nisanlarda dolanırken bedenim saçlarıma semadan düşen karlara aldırmadan nefes alıyorum oksijeni az dağların karsız bahçelerinde. Ayak izimi bırakıyorum dünyanın en güzel gözlü hayvanının semerine. Akşam vakitlerinde yürüyorum uçsuz bucaksız şu memlekette..
Yürüdükçe sana adım adım yaklaşıyorum. Nefesini nefesime değdireceğim günlere azlar kala sevdiğim bembeyaz atlara binip şahlanıyorum kalelerin başında..
Gelmelerine yirmi küsür gün kala hala seni çokça seviyorum..
Nisanlarda dolanırken bedenim saçlarıma semadan düşen karlara aldırmadan nefes alıyorum oksijeni az dağların karsız bahçelerinde. Ayak izimi bırakıyorum dünyanın en güzel gözlü hayvanının semerine. Akşam vakitlerinde yürüyorum uçsuz bucaksız şu memlekette..
Yürüdükçe sana adım adım yaklaşıyorum. Nefesini nefesime değdireceğim günlere azlar kala sevdiğim bembeyaz atlara binip şahlanıyorum kalelerin başında..
Gelmelerine yirmi küsür gün kala hala seni çokça seviyorum..
13 Nisan 2012 Cuma
Soğuk Odalar
Burası soğuk sevdiğim. Bahar ülkemin batı yakasında ip atlarken tüyü yeni bitmiş yetim çocuklarla; ben ise hala aile hasretinin boğazı yakan acısıyla saklambaç oynamaktayım doğunun yeşil girmemiş diyarlarında. Sağ yanımda çimen yeşiline saklanmış gül dikenleri; sol yanımda aşk-ı kıyamete kapılmış kum saatleri, dolanmaktayım kara yağız dağlarda.
Volta atabildiğim tek alan okul bahçesi olsa da, karanlık bastırınca silah sesleri duymaya başlasam da artık yine de kırık dökük parktaki salıncaklarda sallanmaktayım uçarcasına..
Pelerinimi haşin rüzgara emanet edip, koyun kokularına hapsolmuş, mahkumların mayın dolu memleketinde gün sayıyorum inatla.
Sen gelirsin diye batırıyorum güneşleri akşam vakitlerinde çınarların köklerinde. Dallarına rengarenk astığım mendillerim kuruyana kadar gelivereceksin yakamoz kokan Akdenizine..
Gelmelerine otuz üç gün kala aşkıma sarılıp uyumaktayım derin nefes ala ala..
Bir nefeslik uzağımdasın...
Nice aylara..
Seni seviyorum...
Volta atabildiğim tek alan okul bahçesi olsa da, karanlık bastırınca silah sesleri duymaya başlasam da artık yine de kırık dökük parktaki salıncaklarda sallanmaktayım uçarcasına..
Pelerinimi haşin rüzgara emanet edip, koyun kokularına hapsolmuş, mahkumların mayın dolu memleketinde gün sayıyorum inatla.
Sen gelirsin diye batırıyorum güneşleri akşam vakitlerinde çınarların köklerinde. Dallarına rengarenk astığım mendillerim kuruyana kadar gelivereceksin yakamoz kokan Akdenizine..
Gelmelerine otuz üç gün kala aşkıma sarılıp uyumaktayım derin nefes ala ala..
Bir nefeslik uzağımdasın...
Nice aylara..
Seni seviyorum...
4 Nisan 2012 Çarşamba
Atabarı
Bugün güneşe yakalandım saklandığım yerden sevdiğim. Tüm gücümle koştum ama sobeleyip vuramadım avuçlarımı okulumun duvarlarına..
Nisanın yirmi üçlerine hitaben çocuklarımla, bahçesinde narların olduğu, ayvasında en güzel bağların olduğu diyarlardaymışçasına halaylar çekiyoruz. Güneşin sarısını görebilip sıcaklığını hissedemese de çocuklarım en güzel tebessümleriyle çıkarıyorlar ceplerine gizledikleri bayrakları.. Öpüp alınlarına dokunduruyorlar usulca. Gözlerim gün aydınlığıyla en taşkın nehirlere inat salıverse de tüm sularını yer yüzüne doğru elleri koyun kokan toprak yüzlü bereketli çocuklarım siliveriyorlar yanaklarıma süzülenlerimi..
Çentikler atarak batırdıkça bize küs güneşi , buralara yaz günü karlar yağsa da en titreteninden; seninle koca bedenlerimizi sığdırdığımız aralığın birinde çıktığımız yolculukta, Mevlana'nın elini tutmaktayız bugün.. Konya'nın sokaklarında gezmekteyiz el ele..
Kol kola giren çocuklarımın gülüşlerine saklıyorum özlediğim gülüşünü..
Atabarında halaylar çeken, çift jandarmada salına salına dans eden, Artvin'e her oynayışlarında selam gönderen çocuklarımın heyecanına saklıyorum vuslat anımdaki bedenimi sarsacak kalp atışlarımı..
Gelişlerine kırk iki gün kala anneannenin sesiyle uyandığım sabahlara saklıyorum annemin kahvaltılarındaki sıcak ekmek kokusunu..
Bir gün çıkıp geleceğim uzak yollardan Akdeniz'in tuzlu sularına doğru..
Bir gün gözlerine karşıdan bakabileceğim..
Biliyorum bir gün sana sımsıkı sarılabileceğim..
Ve o gün çocuklarımdan ayrılacağım..
Kavuşmalar ayrılıklardan doğsa da koca bir hayat getireceğim çocuklarımdan topladığım papatyalarımın sarısıyla sana..
Seni ve evlatlarımı seviyorum..
25 Mart 2012 Pazar
Bahar
Mart'ın son demlerindeyken daha her sabah inatla güneşi selamlama telaşımla uyanıyorum sevdiğim. Sarısına gözlerimin kocamanlığını katarak perdeyi aralıyorum. Odamı temizliyorum elimdeki toz beziyle bir hışım. Bahar geliyor ya elleri karla dolu; ben arınıyorum tüm soğuklardan, beyazlardan ve çatılardan yer yüzüne doğru yol almış sarkıtlardan kaçıyorum hızla...
Sevdiğim; her gün batımında avuçlarımda biriktirdiğim insan yumaklarını bir bir denize atıyorum, hem de üç beş kez sektirerek bana çarpan dalgalara karşı.. Bir hayat geçerken Başkale'nin sıra dağlarında ben o uzun görünümlü ömrü biliyorum en keskin bıçaklarımla Eşmepınar'ın susuz günlerinde... Her salı ocakta pişirdiğim yemeklerin baharatına bir tutam daha acı katıyorum ve kırgınlıklarıma damlattığım göz yaşlarımın tuzuyla pişiriyorum yemeklerimi..
Sensiz savaşırken elimde ata mirası kuru sıkımla, evlatlarımdan ayrılma hüznünü işliyorum anılarımdan oluşturduğum kanaviçeme.. Renk renk, desen desen evlatlarımdan; adını taşıyanına veda etmenin acısının doğurduğu düğüm hala boğazımda..
Seni sevmenin bileklerime yağdırdığı kudrete sığınırak koruyorum tek nefeslik canımı..
Seni sevmenin yüreğime akıttığı irade ile batırıyorum güneşlerimi, duvarları akan odamın kıyılarında..
Elli bir gün kala ailene kavuşmalarına, sensiz geçireceğim fazladan birkaç günün ağırlığını taşımaya çalışıyorum bu sıralar..
Seni özledim ve buna dayanmak çok zor..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)