Bir şafak da sen say be dost

Ey Okur! Ömrümün sahibine düşerken kelamlarım sen koparıver takvimlerden yaprakları..

25 Mart 2012 Pazar

Bahar




Mart'ın son demlerindeyken daha her sabah inatla güneşi selamlama telaşımla uyanıyorum sevdiğim. Sarısına gözlerimin kocamanlığını katarak perdeyi aralıyorum. Odamı temizliyorum elimdeki toz beziyle bir hışım. Bahar geliyor ya elleri karla dolu; ben arınıyorum tüm soğuklardan, beyazlardan ve çatılardan yer yüzüne doğru yol almış sarkıtlardan kaçıyorum hızla...

Sevdiğim; her gün batımında avuçlarımda biriktirdiğim insan yumaklarını bir bir denize atıyorum, hem de  üç beş kez sektirerek bana çarpan dalgalara karşı.. Bir hayat geçerken Başkale'nin sıra dağlarında ben o uzun görünümlü ömrü biliyorum en keskin bıçaklarımla Eşmepınar'ın susuz günlerinde...  Her salı ocakta pişirdiğim yemeklerin baharatına bir tutam daha acı katıyorum ve  kırgınlıklarıma damlattığım göz yaşlarımın tuzuyla pişiriyorum yemeklerimi..

Sensiz savaşırken elimde ata mirası kuru sıkımla, evlatlarımdan ayrılma hüznünü işliyorum anılarımdan oluşturduğum kanaviçeme.. Renk renk, desen desen evlatlarımdan; adını taşıyanına veda etmenin acısının doğurduğu düğüm  hala boğazımda..

Seni sevmenin bileklerime yağdırdığı kudrete sığınırak koruyorum tek nefeslik canımı..
Seni sevmenin yüreğime akıttığı irade ile batırıyorum güneşlerimi,  duvarları akan odamın kıyılarında..

Elli bir gün kala ailene kavuşmalarına, sensiz geçireceğim fazladan birkaç günün ağırlığını taşımaya çalışıyorum bu sıralar..
Seni özledim ve buna dayanmak çok zor..

1 yorum:

  1. Seni çok özledim meleğim... Bu yazıda şafak 51 demişsin... Nereleden gelmişiz... 11 Hazirana çok az kaldı bitanem ;)

    YanıtlaSil