Yüzünün yüzüme yansımasıyla uyuyor kirpiklerinin döküldüğü yerdeki benler.. Bir ben var benden öte orada benden ziyade hem de.. Kelimelerimi raks ettirmeyeceğim bu gece..Laf ebeliğimin ardına saklanmayacağım hiç..
Dalına barış anlamlarını renkli mandallarla astığımız zeytinlerin azlığından hiç bahsetmeyeceğim hem de.. Dört siyah zeytin tanesini, rüyalarından arınarak kör sabahlardaki içtimalara gebe kahvaltı tabaklarına, usulca yerleştirdiklerinden beri yeşil kıyafetli koca koca adamlar, pek bir durgunum bu gece sevdiğim..
Gittikçe uzayan şark hizmetimin, memleketimin ötekileştirilmiş insanlarına yetmediğini farketmiş olmanın huzursuzluğu sardı beni bu gece sevdiğim.. Çocuklarım kalabalık. Çocuklarım çok. İki odalı kerpiç evlere sıkıştırılmış onlarca evlilik onlarca çocuk onlarca gelecek var buralarda...Aklım almıyor bu gece sevdiğim. Tüm matematiğim zayıf tüm dilim yetersiz kalıyor anlamaya.. Diyarların doldurduğu kan bağları hakim kalelerin başındaki evlere.. Dağların ömeri var bir de.. Terazinlerde dökülüyor damla damla pınarların eşmesine..
Anlamadan rafa kaldırdığım yığınla sayı yazıyorum elime tutuşturulan anketlere.. Kısmen dövülüyor çocuklarım öz babaları üvey anneleri amcaları falanları ve de filanları tarafından.. Öğrencilerimden biri bir diğerinin dayısı olabiliyor..
Buralar böyle bilirsin.. Her yer aydınlıkken bir anda bürünüverilir karanlıklara.. O an şaşar insan buranın dünyasının farklılığına..
Bugün güzel haberler uçurdum güvercinlerimle sana.
Beyaz duvaklarla dolu rüyalarıma teslim gecelerim..
Seni Seviyorum...
Söz veriyorum bir çentiğimi seninle atacağım takvimime...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder