Yalnız ve sensiz gecelerimden birinde bu kez üşümüyorum sevdiğim. Yanıyorum. Odamı sarımtrak ateşler sarıyor bu gece. Sararıyorum hem ateşten hem korkudan. Öyle bir yangında yüzmekteyim ki vurgun yiyorum ışığa doğru kulaç attıkça. Öksürüklere dalıyorum balıklama, en güzel taşları çıkarıyorum dipten yetmiyor, bir de boy veriyorum beni sahilde bekleyen aileme sonra stilimi değiştiriyorum, kurbağalama yüzüyorum zamana inat. Onun hızında ilerliyorum ateşin dalgasında.Kıyıya varamadan boğuluyorum, özlediğim tarih kokan ışıltılı boğazda. Doğduğum diyarlar, sol elinde şemsiye tutan oyalı mendiliyle yüzünü örten bir kadının attığı voltalarda düğümlenerek geçiyor gözümün önünden. Üsküdar kokuyor kirpiklerimin altındaki ıslaklık. Bir vapurun köpük saçarak aştığı maviliklerde uçuşan martıların kemirdiği susamlar kokuyor saç tellerim sanki.
Rüyalarla savaşırken sen, acımasızca ve de korkusuzca sanal alemlerde sörf yaparken alabora oluveriyor birden nefretler savurduğun şansın. Yılmıyorum senin adına.Şahsına münhasır kağıtlardan gemiler yapıp saldıkça tek takıldığım odamın sularına, sen tebessüm ediyorsun sanki çatısı akan duvarımda bana..
Geceler erkenden bastırınca kalelerin başına, kaptırıveriyorum tek nefes koşarak aldığım ve ebelenmeden kaçarak kurtardığım mendilleri. Yeniliyorum masum bir oyunda tüm çocuklara. Görmezden geldiğin, karalarını akıttığın çocuklarıma yeniliyorum sevdiğim. Rengarenk balonlarıma akıtıp nefesimi, usulca salıveriyorum dağları bombalayan helikopterin gezindiği semalara. Avuçlarımdan göğe doğru düşerken balonlar, hırçın bir kuşa yem oluyorlar birden. Bense nemli gözlerimle seçmeye çalışıyorum adının yazdığı pamuklardan dikilmiş bulutları.
Göremiyorum. Yeşile bürünmüş kutudan çıkarıp orta boylu tıknaz mumu mor çakmakla yakmaya çalışırken alevlerin parladığını görüyorum..
Hem yanıyor, hem ağlıyorum. Lakin korkmayasın sakın, gözlerime bir zeval vermiyorum..
Sevdiğim. Karmaşık, uzun ve dolambaçlı cümlelerimde gezdirirken seni farkediyorum ki özlemim dilimde çadır kurmuş süslemekte tüm kelamlarımı...Halbuki bilirim sen sevmezsin hiç süsü püsü..
Tepeden toplayarak küçücük topuz yaptığım saçlarımın arasından yüzüme dökülen perçemim gıdıklarken yanaklarımı, yüzyirmibeş gün kaldığını işaret ediyor bana aldığın şafak saatim..
Vakit tamam. Bir gün daha eksilirken aşk takvimimden ben usulca pembe kalplerle donatılmış yatağıma doğru yol alayım..
Aklımda Eric Clapton. Kulağımda gitar tıkırtısı, seninle geceye yüzüyorum yanarak.. Ve gezegenimi tokuşturarak güneşe, sarhoşluğumda dans ediyorum sallanarak..
Seni Seviyorum.
Seni Özlüyorum asabiyetini sevdiğim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder